Tüberküloz hastalığına yol açan basil 24 Mart 1882’de Dr. Robert Koch tarafından bulunduğundan, 1982 yılında Dünya Tüberküloz Günü olarak ilan edilmiş ve Tüberküloz konusunda farkındalığı artırmak amaçlanmıştır.
Verem hastalığı, verem mikrobunun solunum yolu ile alınmasıyla oluşan bulaşıcı bir hastalıktır. Verem mikrobu hasta kişiden sağlıklı kişiye başlıca hava yoluyla bulaşır. Hastalığın etkeni; Mycobacterium tuberculosis adlı bir basildir. Tüberküloz, dünyada halen büyük bir halk sağlığı sorunudur. Dünya nüfusunun yaklaşık % 25’inde vücuda verem basili yerleşmiştir. Bu insanların % 10’u da yaşamlarının herhangi bir döneminde özellikle de bağışıklık sisteminin zayıfladığı dönemlerde mikrobun çoğalması ile gerçek aktif tüberküloz hastalığı ortaya çıkmaktadır.
Dünyada tüberküloz hastalığına götüren nedenlerin başında yetersiz beslenme (açlık) vardır. Bunun dışında; sigara kullanmak, şeker hastalığı, alkol kullanımı, HIV/AIDS varlığı gelir. Özellikle iki haftadan uzun süren öksürük, gece terlemesi ve kilo kaybı olan kişilerin en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurmaları hem kendisi hem de toplum sağlığı için çok önemlidir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ölüm nedenleri arasında 10. sırada yer alan tüberkülozun en ölümcül bulaşıcı hastalık olduğunu açıklamıştır. Dünya’da yaklaşık 1,25 milyon (1.09milyon HIV negatif) verem hastasının öldüğü, 2024 yılında ise 10,8 milyon verem hastası olduğu bilinmektedir. Yeni Tüberküloz tanısı konan kişi sayısı 8,2 milyon olarak bildirilmiştir. Tüm dünyada tüberküloz hastalarının 2,6 milyonu, tanı ve tedaviden mahrum kaldığı tahmin edilmektedir. Tüberküloz ile yoksulluk arasında çok kuvvetli bir ilişki vardır. Dünyada tüberküloz; Hindistan, Endonezya, G. Afrika, Nijerya, Bangladeş, Pakistan gibi yoksul bölge ve ülkelerin hastalığıdır.
Türkiye’de başarılı bir tüberküloz kontrol programı uygulanmaktadır. Yıllar içinde hasta sayıları ve insidans düşmektedir. Türkiye’de kayıtlı verem hastası sayısı 2005 yılında 20.535 tüberküloz hastasıyken 2023 yılında 9.527 hasta olarak saptanmıştır.
Ülkemizde Türkiye’de tüm verem hastalarına (TC vatandaşı, yabancı ülke doğumlu hasta) ilaçlar Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz sağlanır. En az 6 ay tedaviyi düzenli kullanmak gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün önerisi tüm ülkelerde “Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT)” yapılmasıdır.
DGT: Verem hastasının, tüm tedavi süresince ilaçlarının her dozunu bir görevli veya gözetmen eşliğinde içilmesidir.
VGT: İlacını içerken bir sağlık çalışanına görüntülü bağlanması veya ilaç içmesini kaydedip video yollaması şeklinde uygulanır.
Hastaların ilaçlarını düzensiz alması, mikropların ilaçlara dirençli hale gelmesine yol açar. Dirençli tüberkülozun tedavisi çok daha zor, pahalı ve uzun sürelidir.
2022'de kayıtlı olarak dünyada tedavi başarı oranı, ilaca duyarlı tüberküloz hastalarında: %88, dirençli tüberküloz hastalarında %68 olarak bildirilmiştir.
Tüberküloz %100 tedavi edilebilir bir hastalıktır.
Ülkemizde ilaca dirençli hastaların; uzmanlık gerektiren sorunları ve yan etkileri, referans merkezi olarak belirlenen eğitim hastanelerinde yapılmaktadır.
Türkiye’de TB, ÇİDTB (çok ilaca dirençli tüberküloz) olanların ve yabancı ülke doğumlu hastaların büyük bir bölümü İstanbul’da yer aldığından dolayı veremle mücadelede önemli bir ilimizdir.
Süreyyapaşa Hastanesi Tüberküloz Kliniği; sorunlu, dirençli, yabancı ülke doğumlu tüberküloz hastalarına yetkin hizmet vererek tüberküloz kontrol programına katkı sağlamaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü 2025 Dünya Tüberküloz Günü için sloganı: EVET! Tüberkülozu Bitirebiliriz.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi
Prof. Dr. Aylin Babalık


