VEREM EĞİTİMİ VE FARKINDALIK HAFTASI
05-11 OCAK 2025
Ülkemizde verem hastalığı ile ilgili toplumun bilgilendirilmesi ve verem hastalığına karşı toplumun dikkatinin çekilmesi amacıyla her yıl ocak ayının ilk pazar günü ile başlayan hafta Verem Eğitim ve Farkındalık Haftası olarak belirlenmiştir. Bu yıl 05-11 Ocak 2025 tarihleri arasında “78. Verem Eğitim ve Farkındalık Haftası” olarak tüm ülkemizde etkinlikler düzenlenmektedir.
VEREM NEDİR? VEREM NASIL BULAŞIR ?
Verem hastalığı (tüberküloz) önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmasına rağmen dünyada halen toplum sağlığını tehdit eden büyük bir sorundur. Verem hastalığı, verem mikrobunun solunum yolu ile alınmasıyla oluşan bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın etkeni; Mycobacterium tuberculosis adlı bir basildir.
Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinin verem basili ile karşılaştığı tahmin edilmektedir. Enfekte olan kişiler hasta değildir, verem mikrobunu bulaştırmazlar. Enfekte olan insanların sadece % 10’unda yaşamlarının herhangi bir döneminde aktif verem hastalığı ortaya çıkmaktadır. Enfeksiyonu takiben verem hastalığına yakalanma riski ilk 2 yılda en yüksek seviyededir (yaklaşık %5).
Verem mikrobu hasta kişiden sağlıklı kişiye başlıca hava yoluyla bulaşır. Bulaştırıcı olan hastalar özellikle akciğer ve gırtlak veremi olanlardır. Öksürük, konuşma, şarkı söyleme gibi solunum faaliyetleri ile mikrop içeren damlacıklar havaya saçılır.
VEREM HASTALIĞI HANGİ ORGANLARI TUTAR?
En sık akciğerleri olmak üzere tüm organları tutabilir. Akciğerler % 60-70 oranında tutulur. Diğer Organlar (% 30-40): Akciğer zarı, lenf bezleri ,beyin zarı, kemikler, böbrekler, kalp zarı gibi tüm tutabilir.
DÜNYA’DA VEREM GÖRÜLME SIKLIĞI NEDİR?
•Tüberküloz önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tüberkülozun Covid-19'u geride bırakarak 2023'te en ölümcül bulaşıcı hastalık olduğunu açıklamıştır. Covid-19 salgını temel tüberküloz hizmetlerine erişimi ciddi şekilde etkileyerek TB tanı ve tedavisine erişim ve TB hastalığının yükü üzerinde yıkıcı bir etkisi olmuştur. Covid salgını sona erdikten sonra tüberküloz yeniden ölümcül bulaşıcı hastalıklar sırasında birinci sıraya çıkmıştır.
•Dünya Sağlık Örgütü, 2024 yılında tüm dünyada 10.8 milyon verem hastası ortaya çıktığını ve dünya tüberküloz insidansının 100.000’de 134 olarak açıklamıştır.
•Tüberküloz ile yoksulluk arasında çok kuvvetli bir ilişki vardır. Dünyada tüberküloz, esas olarak beş ülkede görülmektedir. Bunlar: Hindistan (%26), Endonezya (%10), Çin (%6,8), Filipinler (%6,8) ve Pakistan (%6,3) .
•Dünyada kayıtlı tüberküloz hastaları 2019 yılında 7.1 milyon, 2020 yılında 5.8 milyon, 2021 yılında 6.4 milyon,2022 yılında 7.5 milyon, 2023 yılında 8.2 milyon olarak raporlanmıştır. Dünyada 2023 yılında Tüberküloz hastalarının 2.7 milyonu tüberküloz tanı ve tedavisine ulaşamadığı tahmin edilmektedir.
•Tüberküloz dünyada ilk 15 ölüm nedenlerinin içindedir. Covid salgınından sonra tüberkülozun neden olduğu küresel ölüm sayısı 2023'te düştü. Dünya’da yaklaşık 1,25 (1.09 milyon HIV negatif) milyon verem hastasının öldüğünü açıklandı.
•2023 yılında tüberküloza yakalananların %55'i erkek, %33'ü kadın, %12'si ise çocuk ve genç ergenlerden oluşmuştur.
•Dünya’da RD/ÇİDTB vakalarında tanı ve tedaviye erişim oranı düşüktür.2023 yılında dünya genelinde 175.923 kişiye çok ilaca dirençli veya rifampisine dirençli TB (ÇİDTB/RD-TB) tanısı konuldu ve tedavi edildi; 2023 yılında MDR/RR-TB geliştirdiği tahmin edilen 400.000 kişinin %44'üdür
•Dünya’da Tüberküloz koruyucu tedavi uygulanan kişi sayısı: 4.7 million
ÖZELLİKLE YÜKSEK RİSKLİ GRUP KİMLERDİR?
Tüberküloz ile yoksulluk arasında çok kuvvetli bir ilişki vardır. Bütün dünyada tüberküloz esas olarak yoksul bölge ve ülkelerin hastalığıdır. Hindistan, G. Afrika, Nijerya, Bangladeş, Pakistan, Endonezya gibi ülkeler hastalığın en çok görüldüğü ülkeler arasındadır.
Dünyada tüberküloz hastalığına götüren nedenlerin başında yetersiz beslenme (açlık) vardır.
Verem Hastalığının gelişmesi için risk faktörleri?Vereme yatkınlık yaratan hastalıklar: En çok HIV/AİDS hastalığı olmak üzere, şeker hastalığı, kronik böbrek hastalığı, silikoz, kan ve lenf bezi kanserleri, mide ve barsak ameliyatı, doğuştan bağışıklık eksikliği olan bazı hastalıklar.
Vereme yatkınlık yaratan tedaviler: Bağışıklığı baskılayıcı tedaviler, uzun süre kortizon kullanımı.
Vereme yatkınlık yaratan diğer durumlar: tütün kullanımı, alkol ya da madde bağımlılığı, beş yaş altı çocuklar, vücut ağırlığı idealin %10’un altında olması.
Toplumun bazı kesimlerinde verem hastalığı daha yüksek oranda görülür. Bu gruplar; cezaevinde ve huzurevinde kalanlar, göçmenler, sağlık çalışanları ve evsizlerdir.
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR?
KİŞİ HANGİ DURUMLARDA ŞÜPHELENİP BİR SAĞLIK KURULUŞUNA BAŞVURMALIDIR?
Tüm vücudu etkileyen yakınma ve belirtiler: Ateş,gece terlemesi, halsizlik, çabuk yorulma, iştahsızlık, kilo kaybı. Akciğer vereminde, solunum belirtileri: Öksürük (özellikle 2 haftadan uzun sürmesi), balgam çıkarma, göğüs ağrısı, nefes darlığı ve bazen kan tükürme.
Akciğer dışı organlardaki verem hastalığında ilgili organa ait belirti ve bulgular görülür. Örneğin; lenf bezi tüberkülozunda, lenf bezi büyümesi ya da akıntı olması; böbrek tüberkülozunda idrarda kan ya da iltihap görülmesi; gırtlak tüberkülozunda ses kısıklığı; kemik ve eklem tüberkülozunda kemik eklem ağrısı, şişlik, akıntı.
Yakınmalar genellikle hafif başlar, yavaş ilerler. Belirtiler yavaş ilerlediği için hastaların doktora gitmesi gecikir. Bu durum hastalığın daha çok yayılmasına ve tutulan organın daha fazla tahrip olmasına neden olur. Tedavi geç başlayınca hastanın bulaştırıcılığı devam eder. Bu nedenle özellikle iki haftadan uzun süren öksürük ve diğer yakınmaları olan kişilerin en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurmaları hem kendisi hem de toplum sağlığı için çok önemlidir.
VEREM TANISI NASILDIR?
Hastanın yakınmaları ve akciğer filmi bulgularıyla veremden şüphelenilir. Veremin tanısı için en çok incelenen örnek balgamdır. Balgam dışında vücuttan alınan akıntılar ve diğer örneklerden de inceleme yapılabilir. Veremin tanısı, alınan klinik örnekte mikroskopik inceleme yapılarak verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Aynı anda alınan örnekten kültüre de bakılır. Akciğer dışı tutulumlarda ilgili organdan klinik, radyolojik, gerekirse biyopsi ile de tanı konur
VEREM TEDAVİSİ NASILDIR?
Tüberküloz %100 tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tüberküloz hastalarının tedavisi ayaktan yapılır. Hastaneye yatırılması gereken hastalar: genel durumu bozuk, yaygın hastalığı olan, aşırı kan tükürmesi, ek sağlık sorunları, ilaç yan etkisi gelişen ve tedaviye uyum sorunları yaşayanlardır.Hastaların özel beslenmesi gerekmez. Dengeli beslenme önerilir. Ciddi kilo kaybı olanlara destek beslenme gerekir.
En az 6 ay tedavinin düzenli kullanılması çok önemlidir. Hastaların ilaçlarını düzensiz alması, mikropların ilaçlara dirençli hale gelmesine yol açar. Bu duruma Dirençli Tüberküloz denmektedir. Dirençli tüberkülozun tedavisi çok daha zor, pahalı ve uzun süreli olmaktadır. Dirençli tüberkülozun gelişmesini engel olmak için ilaçların düzenli içilmesi ve DGT uygulanması zorunludur. Bunun için Dünya Sağlık Örgütünün önerisi dünyada tüm ülkelerde “Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT)“ ve ‘Video Gözetimli Tedavi (VGT)’ yapılmaktadır.
DOĞRUDAN GÖZETİMLİ TEDAVİ: Verem hastasının tüm tedavi süresince ilaçlarının her dozunu bir görevli, gözetmen eşliğinde içmesidir.
VİDEO GÖZETİMLİ DGT (VGT): İlacını içerken bir sağlık çalışanına görüntülü bağlanması veya ilaç içmesini kaydedip video yollaması şeklinde uygulanan DGT.
Verem mikrobuna etkili olması beklenen bir ilacın etki etmemesi “ilaç direnci” olarak tanımlanır. Mikropta oluşan bir genetik değişiklikle olur. İlaç direnci laboratuvar testi ile anlaşılır. İlaca direnç iki yolla gelişir; 1) Tedavinin düzenli olarak alınmaması sonucunda gelişebilir. 2 ) İlaç direnci olan hastadan dirençli mikrobun bulaşması ile ortaya çıkabilir. Dirençli verem hastalarının tedavisinde daha çok ilaç kullanılır. Tedavi daha uzun sürer. İlaç yanetkileridahafazladır. Dirençli tüberküloz hastalarının tedavileri Ankara, İzmir ve İstanbul’da bulunan dört referans hastane (göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi eğitim araştırma hastanesi) tarafından yapılmaktadır. Hastanemiz Türkiye’deki en fazla yatak sayısı ile (52 yatakla) en önemli merkezlerden biridir.
Ülkemizde tüberküloza yönelik tanı ve tedavi hizmetleri tüm sağlık kuruluşlarımız tarafından ücretsiz olarak sunulmaktadır. Tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan, latent tüberküloz enfeksiyonu olan kişiler ve temaslılara yönelik koruyucu tedavide kullanılan tüm ilaçlar Bakanlığımız tarafından temin edilerek vatandaşlarımıza ücretsiz olarak ulaştırılmaktadır. Ayrıca ülkemizde bulunan yabancı ülke doğumlu tüberküloz hastaları içinde tanı, tedavi, takip hizmetleri ücretsiz olarak sağlanmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Tedavi başarı oranı, Dünya’da Tedavi başarı oranı, ilaca duyarlı TB (2022'de kayıtlı): %88. Tedavi başarı oranı, RD/ÇİDTB (2021'de kayıt altına alındı): %68
Türkiye’de tüberküloz kontrolünde verem savaşı dispanserleri önemli bir rol üstlenmektedir; yaptıkları hizmetler ücretsizdir. Verem savaş dispanserlerinde; tanı, tedavi, kayıt, temaslı muayenesi, koruyucu tedavi, risk gruplarının taranması hizmetlerini yapmaktadırlar.
Sağlık Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ortak karar ile tüberküloz hastalarına 2018 yılından itibaren nakdi yardım sağlanmaktadır. İhtiyacı olan tüberküloz hastalarına aylık olarak tedavi süresince ve tedavi bitiminden sonra 6 ay daha yapılmaktadır. Bu, dünyada örnek bir uygulama olarak gösterilmiştir.
VEREMDEN KORUNMANIN YOLLARI NELERDİR?
•Verem hastalarının erken tanısı ve etkili tedavisi önemlidir. Tedavi başlanan hastaların bulaştırıcılığı hızla azalmaktadır. Erken teşhis ve tedavi hastanın iyileşmesini sağladığı gibi toplumda bulaşmayı da önler. Iki haftadan uzun süreli öksürük ya da tüberküloz hastası ile temas edilmesi durumunda, vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmesi önemlidir.
•Tüberküloz hastasının, ilaçlarını, doğrudan gözetim/video gözetim altında düzenli bir şekilde kullanmaları
•Tüberküloz temaslıları, risk grupları verem savaş dispanserlerinde taranır. Gerekli olanlara koruyucu ilaç tedavisi verilir.
•Verem aşısı (BCG) 2 aylık bebeklere yapılır. Verem aşısı, çocuklarda verem hastalığın ağır formlarının gelişmesine engel olur.
•Verem hastalarının bulaştırıcı olduğu dönemde cerrahi maske kullanması gereklidir. Verem hastasının güneş alan bir odada bulunmasına özen gösterilmeli ve oda sık sık havalandırılmalıdır. Toplumda öksüren her kişinin öksürürken ve hapşırırken mutlaka mendille ağzını ve burnunu kapatması gereklidir.
TÜRKİYE’DE VEREM HASTALIĞININ GÖRÜLME SIKLIĞI NE DURUMDA?
Türkiye’de başarılı bir tüberküloz kontrol programı uygulanmaktadır. Yıllar içinde hasta sayıları, insidans düşmektedir. Türkiye’de kayıtlı verem hastası sayısı 2005: 20.535 Tüberküloz hastası görülmekteydi. 2018 ve 2019 yıllarında yıllık 11 binden fazla, 2020 ve 2021 yıllarında yaklaşık yıllık 9 bindir. Ülkemizde hasta sayısı yıllar içinde giderek düşmektedir. 2023 yılında 9.527 Tüberküloz hasta sayısı saptanmıştır.
Türkiye’de başarılı bir verem savaş kontrol programı yürütülmektedir. Covid 19 salgını Dünya ve Türkiye’deki tüberküloz kontrol programını olumsuz etkilemiştir. Covid-19 salgınının etkisi ile kayıtlı tüberküloz hasta sayısı düşmüştür. Covid 19 salgın sonrası tekrar tüberküloz hasta kayıtlarında düzelme olmuş, kayıtlı hasta sayısı artmıştır.
İstanbul, Türkiye’de veremle mücadelede önemlidir. İstanbul’da, Türkiye’deki toplam verem hastalarının, ÇİDTB (çok ilaca dirençli tüberküloz), yabancı ülke doğumlu hastaların önemli büyük bir bölümü yer almaktadır. Hastanemiz İstanbul’da veremle mücadelede en yüksek verem yatak sayısına sahiptir. Tüm İstanbul ve Türkiye de dirençli tüberküloz, ilaç yan etkisi, kontrol edilememiş ek hastalık gibi tedavi sorunu olan tüm verem hastalarına hizmet etmektedir. Türkiye’nin tüm illerinden hastalar kabul edilmektedir.
Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Profesörü Dr. Aylin Babalık