Meme kanseri kadınlarda görülen kanser tipleri arasında birinci sırada yer almaktadır. Hayat boyu her 8 kadından birinin kansere yakalanma riski vardır. Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerden gelişen kanserlerdir.
Meme kanseri günümüzde giderek artmaktadır. Diğer taraftan gelişmiş ve modern tanı yöntemleri ile meme kanserinin erken tanısı eski dönemlere göre daha yüksek oranda gerçekleşebilmektedir. Erken evrede tanı koyulan meme kanserinin tedavisinde başarı oranı %100'e yakındır. Meme kanserine bağlı ölümler tüm kanserler göz önüne alındığında akciğer kanserinden sonra ikinci sıradadır.
Meme kanseri memedeki süt bezleri ve süt kanallarından gelişir. Meydana geliş nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, yani ailede meme kanserine yakalanmış yakın akraba olması veya çeşitli dış nedenlerle kadınlarda sonradan meydana gelen gen değişiklikleri olabileceği bugün için en kabul gören teorilerdir.
Meme kanseri tedavisinde en önemli konu tanının çok erken koyulabilmesidir. Meme iri değilse, 1cm'den daha küçük kitleler çoğunlukla elle hissedilemezler. Tedavide başarı için önemli olan, hastalığın hiçbir belirti veya muayene bulgusu vermediği en erken dönemde tespit edilmesidir (Ultrasonografi, Mammografi). Meme kanseri ile ilgili olarak aşağıda sıralanan işaret ve bulgular, hastalığın erken devresinin artık geçmiş olabileceğini gösterirler:
- Memede veya koltuk altında elle farkedilen kitleler.
- Meme başında çökme, içe çekilme, yara, kanlı akıntı.
TEDAVİ
Meme kanseri tedavisinde ilk tercih cerrahi tedavidir. Bunu takiben kemoterapi ve/veya hormon tedavisi, ayrıca radyoterapi (ışın tedavisi) kullanılır
Son Söz:
Meme kanserinde erken tanı hayat kurtarır. Her kadın 20 yaştan itibaren meme muayenesi konusunu kesinlikle ihmal etmemeli ve geciktirmemelidir.
KANSERDEN KORKMA, GECİKMEKTEN KORK!